DEVAM: 26. Hutbenin Minberde Okunması
حدثنا
سعيد بن أبي
مريم قال:
حدثنا محمد بن
جعفر قال:
أخبرني يحيى
بن سعيد قال:
أخبرني ابن أنس:
أنه سمع جابر
بن عبد الله
قال: كان
جذع يقوم إليه
النبي صلى
الله عليه
وسلم، فلما
وضع له
المنبر،
سمعنا للجذع مثل
أصوات
العشار، حتى
نزل النبي صلى
الله عليه
وسلم فوضع يده
عليه.قال
سليمان، عن
يحيى: أخبرني
حفص بن عبيد
الله بن أنس:
أنه سمع جابرا.
[-918-] İbn Enes, Câbir Ibn Abdullah'ın şöyle dediğini bizzat işittiğini
anlatmıştır: "Resûlullah Sallallahu Aleyhi ve Sellem'in hutbe sırasında
üzerinde durduğu bir hurma kütüğü vardı. Fakat Resûl-i Ekrem Sallallahu Aleyhi
ve Sellem için bir minber kurulup artık kütüğe ihtiyaç kalmayınca kütük'ten
gebe develerin doğum anındaki iniltilerine benzer sesler duyduk. Nebi
Sallallahu Aleyhi ve Sellem minber'den inip kütüğün üzerine elini koyunca
iniltiler kesildi."
حدثنا
آدم قال:
حدثنا ابن أبي
ذئب، عن
الزهري عن
سالم، عن أبيه
قال: سمعت
النبي صلى
الله عليه
وسلم يخطب على
المنبر، فقال: (من
جاء إلى
الجمعة
فليغتسل).
[-919-] Salim'den gelen bilgiye göre babasının, Resûlullah Sallallahu
Aleyhi ve Sellem'in üzerinde hutbe îrad ederken: "Kim Cum'a namazına
gelirse boy abdesti alsın da öyle gelsin!" diye buyurduğunu işitmiştir.
AÇIKLAMA: İmam Buhârî'nin kullandığı bu konu başlığı
minber üzerinde hutbe okumanın meşru olduğunu göstermektedir. Burada hutbeyi
Cuma namazı kaydını koymaksızm zikretmesi diğer hutbeleri de aynı hüküm kapsamına
sokma amacı taşır.
Sehl'in muhataplarına nakilde bulunurken yemin etmesi
dinleyicilerde konu hakkında oluşacak kanaati pekiştirmeye yöneliktir.
Kasım Ibn Asbağ'ın naklettiği bir rivayette yukarıda söz konusu
edilen marangoz kölenin adı zikredilmiştir. Bu rivayeti Abbâs İbn Sehİ babası
Sehl'den nakletmiştir: "Resûlullah hutbeleri bir kütük üzerinde okurdu.
İnsanların sayısı artınca ashâb-ı kiram Nebi s.a.v.'e "Kendinize bir minber edinseniz çok iyi
olur" diye bir teklifte bulundular. İşte bu teklifin yapıldığı dönemde
Medine'de sadece bir marangoz vardı ve adı da Meyrnûn idi."
Resûlullah minberin en üst basamağı üzerinde namaz kılmıştı ve
yönünü kıbleden çevirmeden geri geriye çekilerek İnmişti. Bu şekilde geri
geriye çekilmesinin sebebi de zaten kıbleden yüzünü çevirmeme isteğidir.
İndikten sonra secde ettiği mekan ise minberin ilk basamağının dibidir.
Hadis’ten
Çıkarılan Sonuçlar
1. Resûl-i Ekrem sol arka saflarda bulunan cemaatin kendisini
görmelerini sağlamak amacıyla minberin en üst basamağında namaz kılmıştır.
2. Bir kimse alışılmışın dışında bir uygulamaya başvurursa bunun
hikmetini ve gerekçesini yakınlarına, arkadaşlarına açıklamalıdır.
3. İster devlet başkanı (halife) olsun, isterse olmasın hutbe okuyan
herkesin minberin üzerine çıkması meşrudur.
4. Cemaate namazın nasıl kılınacağı uygulamalı olarak
öğretilebilir.
5. Namazda namazı bozmayacak kadar az bir harekette bulunmanın
(amel-i yesîr) bir sakıncası yoktur. Hareket fazla olduğu halde birbirinden
farklı ise yine namazı bozmaz.
6. Hatibin görülmesine ve sesinin daha rahat duyulmasına imkan
sağladığı için minber edinmek iyi bir uygulamadır.
7. Yeni bir şey edinildiğinde bir şükür ifadesi olarak veya o
şeyin bereketli olmasını dileyerek (teberrüken) namaz kılmak müstehaptır, güzel
bir davranıştır.
8. Hatip minber üzerinde hutbe îrad ederken cemaate şer'i
hükümleri öğretmelidir.
(Gebe develer diye tercüme ettiğimiz) ... kelimesini Cevheri şu
şekilde açıklamıştır: "Bu kelime ... kelimesinin çoğuludur ve on aylık
gebe olan develer için kullanılır. On aydan sonra doğum yapana kadar bu
develere denir.
9- Hatibin bu müddet içinde minber üzerinde oturması bu bâbda
kasde-dilen husus olup, hatibin minber üzerinden halka dinin ahkâmını
öğretmesinin gerekliliği anlatılmaktadır.